Admin
Yaş :
Kayıt tarihi : 12/09/08
Mesaj Sayısı : 356
Nerden :
|
Konu: DOKTORLUK.. C.tesi Eyl. 20, 2008 5:58 pm |
|
|
[b]küçükken çocuklara sorulan klasik "büyüyünce ne olacaksın yavrum?" sorusuna pekçok çocuğun verdiği cevap doktorluktur.yine pekçok anne baba doktor bir evlada sahip olmayı isterler.öss bitip tercih dönemi kapıya dayandığında insanların çoğunun aklından geçen geleceği güvende bir meslek olduğundan dolayı doktorluk olur ki bazen zorla da olsa tercih sıralamasında en başa yazdırılır.bu ve buna ek olarak türkiye'de her geçen gün sayısı artan tıp fakültelerinin de etkisiyle doktor olmak için ilk adımı atan gençlerin sayısı artmaktadır.ne yazık ki bunun sonucunda beklendiği gibi parlak doktorlar yetişmemektedir.aksine fakülteye girdikten 2-3 yıl sonra ne kadar büyük bir hata yaptıklarının farkına varan fakat içinde bulundukları vaziyetin dönülmesi güç olduğunu gören, bunun üzerine de bir şekilde okulu bitiren mutsuz doktor adayları yetişmektedir.
ne yazık ki doktorlukla ilgili bilinen veya halk arasında konuşulan şeylerin yarısı yanlıştır.türkiye'de işler cnbc dizilerinde olduğu gibi dönmemektedir.halkın vardığı kanının aksine doktorlar birer para makinesi de değildir.yaptıkları uzun dönem tahsile kıyasla çok cüzi bir maaşla hayatlarını devam ettirmeye çalışmaktadırlar.bunu da onlara çok gören başbakanımız "hiç gecekonduda oturan doktor gördünüz mü?" diyerek doktorları gecekonduya layık görmüştür.
günümüzde görülen bir diğer hazin durum da artık doktorluğun bile garanti meslek olarak görülememesidir.mecbur hizmet yasasını kabul etmeyen gençler diplomalarını alamayıp açıkta kalmıştır.
görüldüğü gibi doktorluk zor zanaattır.ne okuması ne de meslek olarak icrası kolay değildir.hatta en ufak bir ihmalin bir insanın hayatına mal olabileceği ihtimali her an bir doktorun kafasında tutması gereken en önemli ayrıntıdır.her insanın kaldırması mümkün olmayan bir durumdur.bu sebeple de bu mesleği seçerken son derece dikkatli olmak gerekir.belki kimse kendini bildiği günden itibaren "ben doktor olucam" diyerek doktor olmamıştır ama 1 haftada verilecek bir karar da değildir.tartışmalı bir görüş de olsa kanımca doktorluk da kendine göre yetenek isteyen bir iştir.teorik bilgi çok önemlidir herşey onun üstüne inşa edilir ama her şeyi bilmek iyi yapmak anlamına gelmemektedir.
para,prestij gibi istekler de bu mesleğin seçiminde etkili olsa da bence asıl ihtiyacımız olan idealist duygularla bu mesleği yapan insanlardır.ancak bu kişiler doktorluğun getirdiği her türlü zorluğa göğüs gerip sadece ve sadece insanları iyileştirme amacı güderler.
Doktorluk nedir sorusuna teknik olarak; orta öğretimden sonra tıp fakültesi eğitimini tamamlamak, tıp doktorluğu diplomasını alarak sağlık hizmeti vermektir şeklinde yanıt verilebilir. Busorunun başka yanıtları da vardır. Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Güliz İkizoğlu, 14 Mart Tıp Bayramı Konuşması’nda bakın nasıl yanıtlamış bu soruyu. “Doktorluk, hakkında en çok yazılıp çizilen, filmlere, televizyon dizilerine en çok konu olan meslektir. Peki,bizler gerçekten de üstlerine beyaz bir önlük giyip Tanrıyı oynayan kişiler miyiz? Yoksa görünenlerin altında başka şeyler mi var? Benbugün sizlere alışılagelmiş konuşmalardan farklı bir konuşma yapacağım. Bu meslekte 19 yılını doldurmuş bir doktor olarak doktorluğu bir de benim gözlerimden görmenizi istedim. Doktorluk, aklınız ermeye başladığı andan itibaren yüreğinize çöreklenen bir idealdir. Doktorluk, liseden sonra kazandığınız bir sınavla gerçekleşen çocukluk hayallerinizdir. Doktorluk, gençliğinizin en güzel yıllarını çalışma salonlarında ders çalışarak geçirmektir. Doktorluk,Pediatri kliniğinde pnömoni tanısıyla annesinden ayrı yatan bir çocuğu her gün kollarınızda avutup, daha sonra pnömoni olup iki hafta antibiyotik tedavisi almaktır. Doktorluk,durumu ağır olan hastanızı rüyalarınızda görmek, sabahları yüreğinizde bir yumrukla uyanmak, hastanız iyi olduğunda bulutların ardından çıkan pırıl pırıl bir güneştir. Doktorluk,hayata ve yaşayan her şeye saygı duymak, günü geldiğinde hastanızın, günü geldiğinde dalı kırılmış bir ağacın, günü geldiğinde yaralı bir kedinin yardımına koşmaktır. Doktorluk, bir aile olmak, büyüklerinize “ağabey”, “abla” demektir. Doktorluk,yaşamın uçuculuğunu ve ölümün kaçınılmazlığını herkesten iyi bilmek, yine de bu sonu geciktirmek için geceli gündüzlü çalışmaktır Doktorluk, başkalarının bakmaya dayanamadığı hastalarınıza kucak dolusu sarılmak, onların teşekkürleriyle zenginleşmektir. ve hepsinden ötesi bugün güzel yurdumuzda doktorluk, “Beni Türk hekimlerine emanet ediniz” diyen, boşluğunun doldurulması imkansız büyük bir önderi, minnet ve her geçen gün artan bir özlemle anarak yaşamaya çalışmaktır…” |
|